BANKALARDA AÇTIRILAN ALTIN MEVDUAT HESAPLARININ DEĞERLEMESİ

 

BANKALARDA AÇTIRILAN ALTIN MEVDUAT HESAPLARININ DEĞERLEMESİ

 

 

1. Altın Ve Altın Mevduat Hesabı

Altın, dünyadaki en değerli metallerden olup yüzyıllardır vazgeçilemeyen en eski metallerden biridir. Tarih boyunca insanlığın farklı şekillerde kullanmış olduğu altın, çoğunlukla yatırım aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Öte yandan altın uluslararası alanda kabul gören ve uzun dönemde enflasyon karşısında değerini koruyabilen en önemli emtiadan birisidir.

Bankalar, Türkiye'de ve yurt dışında yerleşik gerçek ve tüzel kişiler adına vadeli veya vadesiz olarak altın hesabı açmaktadırlar.

Bilindiği üzere altınlar, fiziken alındığı gibi fiziki teslimsiz olarak da iktisap edilebilmektedir. Fiziki teslimli altınlarda, altın fiziki olarak işletmenin eline geçmektedir. Fiziki teslimsiz alımlarda ise bir altın hesabı açılır. Banka tarafından teslim edilen fiziki bir altın yoktur.

Altın gibi değerli madenler üzerinden bankalarda açtırılmış olunan mevduat hesaplarının değerlemesi, değerleme yapılması halinde ortaya çıkan değer artış ve azalışlarının gelir ya da gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı ve muhasebeleştirilmesi hususu önem arz etmektedir. Yine altının Tek Düzen Hesap Planında izleneceği hesap da dikkat edilmesi gereken diğer bir durumdur.

2. Altın Mevduat Hesaplarının Değerlemesi

213 Sayılı Vergi Usul Kanununun " Değerlemenin Tarifi " başlıklı 258 inci maddesine göre değerleme, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir.

Ayrıca, mezkur Kanunun;

265 inci maddesinde, " Mukayyet değer, bir iktisadi kıymetin muhasebe kayıtlarında gösterilen hesap değeridir.",

281 inci maddesinde, "Alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır..." hükümlerine yer verilmiştir.

Diğer taraftan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin 2008- 32/35 No.lu Tebliğin;

- 1 inci maddesinde, " Bu Tebliğin amacı, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara göre bankalarca altın, gümüş ve platin depo hesabı açılmasına, altın, gümüş ve platin kredisi kullandırılmasına ve kıymetli madenler aracı kuruluşları tarafından yurt dışından kıymetli madenler kredisi sağlanmasına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir."

- 3 üncü maddesinde, " Bankalar Türkiye'de ve yurt dışında yerleşik gerçek ve tüzel kişiler adına vadeli veya vadesiz olarak altın, gümüş ve platin depo hesabı açabilirler. Bu hesaplar, altın, gümüş ve platinin fiziken teslimi, yurtiçi ya da yurtdışı banka hesaplarından transferi veya bankalarca satış yapılmak suretiyle açılabilir. "

- 6 ncı maddesinde, " Depo hesapları için bankalarca tespit edilecek oranlar üzerinden tahakkuk ettirilecek faiz veya kâr payları, hesaplarda altın, gümüş veya platin olarak izlenir. Faiz veya kâr payı ödemeleri altın, gümüş, platin veya bunların ödeme günündeki karşılığı Türk Lirası veya döviz cinsinden yapılabilir. "

- 7 nci maddesinde, " Depo hesaplarından hesap cüzdanında kayıtlı altın, gümüş veya platin miktarının kısmen veya tamamen mudiye teslimi şeklinde ödeme yapılabilir. Banka ile mudi arasında varılacak anlaşmaya göre bankalarca altın, gümüş veya platin, ödeme günündeki değeri üzerinden satın alınabilir ve karşılığında mudiye Türk Lirası veya döviz ödenebilir."

- 10 uncu maddesinde, "Altın, gümüş veya platin alış ve satış fiyatları bankalarca, serbestçe tespit edilir." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Buna göre, kıymetli maden mevduat hesapları işletme açısından bir alacak niteliği taşıdığından değerleme ölçüsü olarak alacaklar için belirlenen ölçünün kullanılması ve anılan Kanunun 281 inci maddesi uyarınca değerlenmesi gerekmektedir.

Ayrıca, söz konusu değerleme yapılırken; söz konusu tebliğin 10 uncu maddesine göre, bankalar altın alış ve satış fiyatlarını serbestçe belirleyebildikleri için, altının İstanbul Altın Borsasındaki değerinin değil, mevduat hesabının açıldığı banka tarafından tespit edilmiş olan fiyatının esas alınması gerekmektedir.

Bankada açılan kıymetli maden mevduat hesabı, mevduat sözleşmesine dayanan bir alacak niteliği taşıdığından daha önce de belirtildiği üzere 213 sayılı Kanunun 281 inci maddesi uyarınca mukayyet değerle değerlenmesi, geçici vergi dönemi ve hesap dönemi sonundaki dönem için altın olarak hesaplanan faizin de mukayyet değere eklenmesi, mevduatın geri ödenmesi sırasında mukayyet değerle geri ödeme tarihinde bankanın hesapladığı değer arasındaki farkın, gelir veya gider hesaplarına intikal ettirilmesi gerekmektedir.

 

KAYNAKÇA

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu.

Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar ve 2008-32/35 Sayılı Tebliğ.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 23.11.2017 Tarihli 62030549-125[6-2012/283]-488418 sayılı özelgesi.

Çengel Doğan, ‘’ Altın ve Altına Endeksli İşlemlerin Vergisel Boyutu ‘’, 14 Eylül 2020 (Erişim Tarihi: 06.02.2022, https://www.alomaliye.com/2020/09/14/altin-ve-altina-endeksli-islemlerin-vergisel-boyutu/)

Cihan TEKİN, ‘’ Bankalarda Açtırılan Altın Mevduat Hesaplarının Değerlemesi Ve Muhasebeleştirilmesi‘’, https://ekovergi.com/bankalarda-actirilan-altin-mevduat-hesaplarinin-degerlemesi-ve-muhasebelestirilmesi/)

 

 

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TİKTOK ÜZERİNDEN ELDE GELİRLERİN VERGİLENDİRİLMESİ VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

İHRACATTAN DOĞAN ALACAKLARIN TAHSİL EDİLEMEMESİNİN ŞÜPHELİ ALACAK KARŞILIĞINDA DURUMU VE İZLENECEK YOL

KURUMLAR VERGİSİNDE EĞİTİM VE ÖĞRETİM KAZANÇ İSTİSNASI VE UYGULAMASI