Yanlış Alacaklıya Yapılan Havalenin Geri Alınamamasının Değersiz Alacak Karşısındaki Durumu
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz
ve eklerinin incelenmesinden; ilimiz … Vergi Dairesi Müdürlüğünün …. vergi
kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olan firmanızca 20../Ocak ayında … A.Ş.'ye
gönderilmesi gereken ...-TL tutarındaki havalenin sehven daha önce ticari ilişkiniz
bulunan … Ltd. Şti.'ye gönderildiği, söz konusu tutarın bu şirket tarafından
iade edilmemesi üzerine konunun yargıya intikal ettirildiği, ... tarihinde
davanın lehinize sonuçlandığı, alacak takibine …. İcra Dairesi nezdinde ...
tarihinde başlanıldığı, bu şirketin kapanması nedeniyle adı geçen icra
müdürlüğünce dosyanın ... tarihinde takipsizlik kararıyla kapatıldığı ve ...
tarih ve 20../… Esas sayılı belgenin verildiği, "128 Şüpheli Ticari
Alacaklar" hesabında izlenen alacak tutarı için herhangi bir şüpheli
alacak karşılığı ayrılmadığı belirtilerek, tahsil imkanı kalmayan alacağınızın
değersiz alacak olarak değerlendirilmesinin mümkün olup olmadığı hususunda
Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.
213
sayılı Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesinde “ Kazai bir hükme veya kanaat
verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar, değersiz
alacaktır.
Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini
kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler.
Bu hükme göre, değersiz alacak olarak doğrudan zarar yazılabilmesi için
ortada bir alacak söz konusu olmalı ve alacak, ticari ve zirai kazancın elde
edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili bulunmalıdır. Başka bir ifadeyle,
alacak, işletme faaliyetleriyle ilgili olmalı, ticari ve zirai, kazancın normal
gerekleri çerçevesinde doğmalıdır.
Görüldüğü gibi değersiz alacak; kaybedilmiş, tahsiline artık imkân
kalmamış, değeri sıfıra inmiş bir alacaktır. Kanuni düzenlemeye göre alacağın
tahsil imkânının kalmadığının, kazai bir hükümle veya kanaat verici bir vesika
ile tevsik edilmesi icap etmektedir. Kazai bir hükümden anlaşılması gereken,
alacağın tahsili için kanun yollarına başvurulmuş olması, icra takibinin
yapılmış bulunması, bu müracaatlar ve takipler sonunda, alacağın ödenmeyeceğine
hakim tarafından hükmedilmiş olması; kanaat verici vesika teriminden ise
ödemeyi imkansız hale getirmiş hal ve sebepler sonucu ortaya çıkmış belgeler
anlaşılmalıdır. Alacağın tahsil güçlüğünün objektif ve inandırıcı belgelerle
ortaya konması değersiz alacak uygulaması bakımından büyük önem taşımaktadır.
Aksi takdirde alacakların tahsilinin mümkün olmadığının takdiri mükellefe
bırakılmış olur. Böyle bir boşluk bırakmamak amacıyla kanun koyucu değersiz
hale geldiği ileri sürülen alacağın ciddi olarak takip edildiğine ilişkin
çabaların kazai bir hüküm veya kanaat verici bir vesika ile tevsikini
öngörmüştür.
Kanaat verici bir vesikadan ne anlaşılması gerektiği hususunda ise
kanunda yeterli açıklık bulunmamaktadır. Ancak, vergi hukuku uygulaması
bakımından kanaat verici vesikalara örnek olarak aşağıdaki belgeler
sayılabilir.
-Borçlunun herhangi bir mal varlığı bırakmadan ölümü veya Medeni Kanunun
31 ve izleyen maddelerine göre mahkemelerce borçlu hakkında verilen gaiplik
kararı ve mirasçılarında mirası reddettiklerine dair sulh hukuk mahkemelerince
verilmiş bulunan mirası red kararı,
-Borçlu aleyhine alacaklı tarafından açılan davayı borçlunun kazandığına
dair mahkeme kararı,
-Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin olarak düzenlenmiş
belgeler,
-Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması,
-Borçlunun dolandırıcılıktan mahkum olması ve herhangi bir malvarlığı
bulunmadığını belgeleyen resmi evrak,
-Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra takibat dosyasının
kaldırıldığını ve yasal süresi içerisinde yenileme talebinde de bulunulmadığını
gösteren icra memurluğu yazısı,
-Gerek doğuşu gerekse vazgeçilmesi bakımından belli ve inandırıcı
sebepleri olmak şartıyla alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşmalar,
(Alacaklının tek taraflı irade beyanı ile alınmasından vazgeçilen alacakların,
değersiz alacak olarak zarar kaydı mümkün değildir.)
- Ticaret mahkemesince borçlu hakkında verilmiş ve ilgili masa tarafından
tasfiyeye tabi tutulmuş bulunan iflas kararına ilişkin belgeler.
Diğer taraftan, borcu sona erdiren sebeplerden birisi imkânsızlıktır.
Sözleşmenin kurulması sırasında ortaya çıkan imkânsızlığa başlangıçtaki
imkânsızlık; sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan imkânsızlığa ise
sonraki imkânsızlık denir. Başlangıçtaki objektif imkânsızlık, sözleşmenin
batıl olmasına neden olur. Sonraki imkânsızlık, şayet borçlunun kusurundan
ileri geliyorsa kusurlu imkânsızlık, borçluya yükletilemeyen bir sebepten ileri
geliyorsa kusursuz imkânsızlık ismini alır. İmkânsızlık bir borcun ifasının
çeşitli sebeplerle (umulmayan hâl, kaza, zorlayıcı sebep vb.) mümkün
olmamasıdır. İmkânsızlık nedeniyle asıl borç ve ona bağlı ikinci dereceden borçlar
ortadan kalkar. İmkânsızlık kısmi veya tam olabilir.
Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa,
borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle
borçtan kurtulan borçlu karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme
hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş
olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle hasarın alacaklıya
yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Ancak, taraflar sözleşmede,
bir tarafın borcunun ifası kusuru bulunmaksızın imkânsızlaşsa bile diğer
tarafın kendi borcunu ifa edeceğini, önceden ifa etmişse geri alamayacağını
kararlaştırabilir.
Borcun
ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa
borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak bu kısmi ifa
imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin
yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer.
Yukarıda
yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, … Ltd. Şti.’den olan alacağınıza
yönelik yaptığınız icra takibi dosyasının borçlunun bulunamaması nedeniyle ...
tarihinde takipsizlik kararıyla kapatılması ile borcun tahsili yönünde fiili
olarak imkansızlık durumu ortaya çıktığından söz konusu alacağınızın değersiz
alacak olarak kabul edilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, söz konusu alacağın
değersiz hale geldiği yıl hesaplarına zarar olarak yazılması gerekmekte olup,
20.. yılında zarar yazılmayan alacağınızın daha sonraki yıllarda değersiz
alacak olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.
Kaynak: İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 12.05.2016 tarih ve 67854564-105[1741 ]-274 sayılı özelgesi
Yorumlar
Yorum Gönder